Kd. Ütğm. 92-7055, Erme ONAT Dz. Kd. Ütğm. 93-7221 ibarelirinin geçtiği, askeri personel olduğu değerlendirilen şahısların isim ve isimlerini karşısında numaraların olduğu, - "SUALTI TAARRUZ GRUP KOMUTANLIĞI PERSONEL İSİM LİSTESİ" isimli word belgesi içerisinde isim listesinin bulunduğu, bu liste içerisinde, Levent BEKTAŞ, Ercan KİREÇTEPE, Eren GÜNAY ve M. Turhan ECEVİT isimli şahısların isminin geçtiği, Şüpheli Ali TÜRKŞEN cin Kurtarma Grup Komutanlığında bulunan odasında yapılan aramada elde edilen; HP COMPAQ marka bilgisayar kasasından sökülen Seagate marka 40 GB 9LR4C52G seri numaralı hard diskin alman imajı üzerinde yapılan incelemesinde; 21 Nisan 2009 tarihinde Beykoz ilçesi Poyrazköy Keçilik mevkii 138 ada/parsel içerisinde binaları olan tarla ve bahçe ile çevresinde ERGENEKON terör örgütüne ait olduğu ihbar edilen patlayıcılar, silahlar ve muhtemel suç ve suç unsurlarının elde edilmesi amacıyla; Terörle Mücadele Şubesi ile Beykoz İlçe Jandarma Komutanlığı Ekiplerinin Sualtı Taarruz (SAT) Grup Komutanlığı bina/tesislerinin bulunduğu mahallin yakınındaki alanda yapılan arama faaliyetlerine ilişkin 23 Nisan 2009 akşamına kadar gelişen olaylar, konular ve yapılan aramalar sonucunda elde edilen mühimmatlar ile ilgili olarak hakkında işlem yapılan Mustafa Turan ECEVİT, Ercan KİREÇTEPE, Eren GÜNAY ve Erme ONAT ile Levent BEKTAŞ isimli şahıslar hakkında yapılan değerlendirmeleri içerir "GİZLİ" ibareli bilgi notunun bulunduğu, Ergenekon Soruşturması kapsamında hakkında işlem yapılan Cengiz Can EROL Beykoz İlçesi Keçilik mevkiinde bulunan Sat Komutanlığmdaki kendisinin kullanmakta olduğu oda da yapılan aramada elde edilen dokümanların yapılan incelemesinde; 1 adet üzerinde NOTE PAD ibaresi bulunan yeşil renkli telli not defteri içerisinde; -Emniyetli telefon için bir chip varmış E. Günay şeklinde yazı olduğu, bu yazının üzerinin mavi renkli pilot tabir edilen kalemle çizilmiş olduğu, -E. Günay, Y. Kocabıyık, M. Özel, M. Ferik, T. Gür, M. Öncel, M. E. Koçail, E. Geldikaya, C. If you are you looking for more information about G�Ir Diyarbakir Eskort review our own website. C. Eron, İb. Balcın, S. ÇD. Şeklinde yazıların olduğu, bu yazıların üzerlerinin mavi renkli pilot tabir edilen kalemle çizilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Muhakkak sizi de bu derin araştırmadan geçirdiler, sizin hiçbir sakıncanızın olmadığını gördüler, sizin devletten yana olduğunuzu, devletle her zaman birlikte çalışan birisi olduğunuzu, devlete hiçbir zaman hainlik, hıyanet içerisinde olmayacağınızı tahmin ettiler. CEVAP - Biliyorlar, tahmin değil. SORU - Devlet, o dönemde, o bölgelerde de PKK'ya karşı mücadele etmek için bir Hizbullah örgütlenmesinin içinde de yine bu derin ilişkilerin içinde olduğunu herkes biliyor, bizlerde biliyoruz. Hizbullah diye bir şey yok, sadece onlar bu ajanları kullandılar, militan aldılar, para verdiler ve bazı yerlere saldılar. Tahmin değil, biliyorlardır; yani, bu bilgi dahilinde. CEVAP - Kesinlikle efendim. SORU - Hiç böyle bir talep olmadı? CEVAP - Aynen öyle. Ben size şunu arz edeyim: Şimdi, ben müteahhitliğe başladığım zaman, 1982'de başladım. SORU - Bu arada, sizden bu konuda; yani, bu Hizbullah militanlarının yetiştirilmesinde, eğitilmesinde, onlara yardım etmede hiç sizden yardım istemediler mi? SORU - PKK'yla mücadelede, tıpkı, bugün nasıl korucuları, nasıl itirafçıları kullanıyorlarsa, o gün de bir Hizbullah örgütlenmesine ihtiyaç duydular ve bunu da yaptılar.
Bu olayda yine Abdullah Çatlı, Sami Hoştan, Haluk Kırcı, İbrahim Şahin, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu ve Ayhan Çarkın’ın isimleri geçmektedir. Bu düğünün kirveliğini Abdullah Çatlı (Mehmet Özbay sahte kimliği ile) ve İbrahim Şahin birlikte üstlenmişlerdir. Cumhuriyet Başsavcılığında sanık olarak alınan ifadesinde, Haluk Kırcı’nın da orada bulunduğu ve onlarla birlikte oldukları anlaşılmıştır. Ayhan Akça ve Ziya Bandırmalıoğlu’nun çocuklarının İstanbul’da bir gazinoda 03.09.1995 tarihinde yapılan sünnet düğününde, dosyada mübrez davetiye ve fotoğraflarda da görüleceği üzere, Abdullah Çatlı, İbrahim Şahin ve iddianamede adı geçen polis memurları sanıkların birlikte oldukları görülmektedir. Ayrıca, bizzat Ziya Bandırmalıoğlu’nun İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi.. Bu isimler ve bildirim karşısında İbrahim Şahin’in davranışları, bu olayda Abdullah Çatlı’nın varlığı ve adı geçen diğer kişilerle birlikte eylemleri hususunda bilgi sahibi olduğunu göstermiştir. Tarık Ümit’in kaybolması olayında bu kişilerle ilişkiyi tesbit eden MİT Konturterör Merkez Yöneticisi Mehmet Eymür, Tarık Ümit’in Abdullah Çatlı ve adamları tarafından kaçırıldığını ve sorgulandığını ifade ederek durumu Özel Harekat Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin’e intikal ettirmiştir.
Toplumun Beğenisini Kazanmış Sanatçılar Olarak sıralanmıştır. Aynı belgenin a.Korkutucu Propaganda başlığı altında ; (1) Tespit edilen AGOS Gazetesi abonelerinin listeleri paylaşım siteleri ve irticai web siteleri başta olmak üzere internet ortamında yayınlanacak, (2)AGOS Gazetesi abonelerine tehdit telefonları açılacak ve tehdit mektupları gönderilecek, (3)Adalar bölgesindeki yoğun güzergahlardaki duvarlara tehdit içerikli sloganlar yazılacak, (4)Abone listeleri çoğaltılarak, Adalarda yaşayan vatandaşların kolaylıkla görebilecekleri bölgelere bırakılacak, (5)Adalar bölgesindeki çeşitli bölgelerde bomba patlatılacak, (6)Azınlık haklarını hararetle savunma konusunda ön plana çıkmış kişi/kişilere suikast düzenlenecek, (7)AGOS Gazetesi civarı gibi belirlenen yerlere ses bombaları konacak, (8)Birçok yere şüpheli paket bırakılıp, ihbar edilerek güvenlik güçleri meşgul edilecek, (9)Istanbut ve İzmir gibi gayrimüslimlerin yoğun olarak yaşadıkları illerde de benzeri eylemler yapılacaktır. 8)Kaynağı AKP ve yandaş gruplara aitmiş izlenimi verilen web siteleri kurularak, söz konusu sitelerin gerekli tanıtımları yapılacak ve dini içerikli yayınlar arasına, AGOS Gazetesi başta olmak üzere, azınlıklara ait medya unsurlarını hedef gösteren mesajlar serpiştirilecek, (9)İcra edilen eylemlerin suçlusu olarak AKP ve irticai gruplar gösterilerek, kaynağı bakından "karapropaganda" icra edilecektir. Şeklinde , örgütün gerçekleştirmeyi planladığı eylemler maddeler halinde sayılmıştır.
Muhakkak sizi de bu derin araştırmadan geçirdiler, sizin hiçbir sakıncanızın olmadığını gördüler, sizin devletten yana olduğunuzu, devletle her zaman birlikte çalışan birisi olduğunuzu, devlete hiçbir zaman hainlik, hıyanet içerisinde olmayacağınızı tahmin ettiler. CEVAP - Biliyorlar, tahmin değil. SORU - Devlet, o dönemde, o bölgelerde de PKK'ya karşı mücadele etmek için bir Hizbullah örgütlenmesinin içinde de yine bu derin ilişkilerin içinde olduğunu herkes biliyor, bizlerde biliyoruz. Hizbullah diye bir şey yok, sadece onlar bu ajanları kullandılar, militan aldılar, para verdiler ve bazı yerlere saldılar. Tahmin değil, biliyorlardır; yani, bu bilgi dahilinde. CEVAP - Kesinlikle efendim. SORU - Hiç böyle bir talep olmadı? CEVAP - Aynen öyle. Ben size şunu arz edeyim: Şimdi, ben müteahhitliğe başladığım zaman, 1982'de başladım. SORU - Bu arada, sizden bu konuda; yani, bu Hizbullah militanlarının yetiştirilmesinde, eğitilmesinde, onlara yardım etmede hiç sizden yardım istemediler mi? SORU - PKK'yla mücadelede, tıpkı, bugün nasıl korucuları, nasıl itirafçıları kullanıyorlarsa, o gün de bir Hizbullah örgütlenmesine ihtiyaç duydular ve bunu da yaptılar.
Bu olayda yine Abdullah Çatlı, Sami Hoştan, Haluk Kırcı, İbrahim Şahin, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu ve Ayhan Çarkın’ın isimleri geçmektedir. Bu düğünün kirveliğini Abdullah Çatlı (Mehmet Özbay sahte kimliği ile) ve İbrahim Şahin birlikte üstlenmişlerdir. Cumhuriyet Başsavcılığında sanık olarak alınan ifadesinde, Haluk Kırcı’nın da orada bulunduğu ve onlarla birlikte oldukları anlaşılmıştır. Ayhan Akça ve Ziya Bandırmalıoğlu’nun çocuklarının İstanbul’da bir gazinoda 03.09.1995 tarihinde yapılan sünnet düğününde, dosyada mübrez davetiye ve fotoğraflarda da görüleceği üzere, Abdullah Çatlı, İbrahim Şahin ve iddianamede adı geçen polis memurları sanıkların birlikte oldukları görülmektedir. Ayrıca, bizzat Ziya Bandırmalıoğlu’nun İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi.. Bu isimler ve bildirim karşısında İbrahim Şahin’in davranışları, bu olayda Abdullah Çatlı’nın varlığı ve adı geçen diğer kişilerle birlikte eylemleri hususunda bilgi sahibi olduğunu göstermiştir. Tarık Ümit’in kaybolması olayında bu kişilerle ilişkiyi tesbit eden MİT Konturterör Merkez Yöneticisi Mehmet Eymür, Tarık Ümit’in Abdullah Çatlı ve adamları tarafından kaçırıldığını ve sorgulandığını ifade ederek durumu Özel Harekat Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin’e intikal ettirmiştir.
Toplumun Beğenisini Kazanmış Sanatçılar Olarak sıralanmıştır. Aynı belgenin a.Korkutucu Propaganda başlığı altında ; (1) Tespit edilen AGOS Gazetesi abonelerinin listeleri paylaşım siteleri ve irticai web siteleri başta olmak üzere internet ortamında yayınlanacak, (2)AGOS Gazetesi abonelerine tehdit telefonları açılacak ve tehdit mektupları gönderilecek, (3)Adalar bölgesindeki yoğun güzergahlardaki duvarlara tehdit içerikli sloganlar yazılacak, (4)Abone listeleri çoğaltılarak, Adalarda yaşayan vatandaşların kolaylıkla görebilecekleri bölgelere bırakılacak, (5)Adalar bölgesindeki çeşitli bölgelerde bomba patlatılacak, (6)Azınlık haklarını hararetle savunma konusunda ön plana çıkmış kişi/kişilere suikast düzenlenecek, (7)AGOS Gazetesi civarı gibi belirlenen yerlere ses bombaları konacak, (8)Birçok yere şüpheli paket bırakılıp, ihbar edilerek güvenlik güçleri meşgul edilecek, (9)Istanbut ve İzmir gibi gayrimüslimlerin yoğun olarak yaşadıkları illerde de benzeri eylemler yapılacaktır. 8)Kaynağı AKP ve yandaş gruplara aitmiş izlenimi verilen web siteleri kurularak, söz konusu sitelerin gerekli tanıtımları yapılacak ve dini içerikli yayınlar arasına, AGOS Gazetesi başta olmak üzere, azınlıklara ait medya unsurlarını hedef gösteren mesajlar serpiştirilecek, (9)İcra edilen eylemlerin suçlusu olarak AKP ve irticai gruplar gösterilerek, kaynağı bakından "karapropaganda" icra edilecektir. Şeklinde , örgütün gerçekleştirmeyi planladığı eylemler maddeler halinde sayılmıştır.
댓글 달기 WYSIWYG 사용