Ömer Lütfi Topal isimli kişinin öldürülmesinde (olay yukarıda ayrıntılı olarak izah edilmiştir) kullanılan silahın şarjöründe Abdullah Çatlı’nın parmak izi bulunmuş ve Abdullah Çatlı’nın bu olaya iştirak etmiş olduğu bu somut delil ile tesbit edilmiştir. Mehmet Ağar’ın Emniyet Genel Müdürü olarak görevli olduğu tarihte, yukarıda Yaşar Öz olayında izah edilen fiil ve hareketi ile görevini suistimal ettiği sonuç ve kanaati oluşmuştur. For more information in regards to diyarbakir'da Ofis Eskortlari have a look at our internet site. Bu işletmelerden çok büyük miktarlarda paralar kazanılmaktadır. Öldürülen Ö.Lütfi Topal İstanbul’da ve Türkiye’nin muhtelif yerlerinde faaliyet gösteren birçok kumarhanenin işletmecisidir. Tahkikatın bu aşamasında bu suçlarla ilgili evrakların ve delillerin tefrik edilerek ilgili C.Başsavcılıklarına gönderilmesi halinde tüm olarak tahkikatın sürüncemede kalacağı, delillerin dağılacağı ve yok olacağı ve tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi zorunluluğu nazara alındığında, evrakların tefrik edilmesinde fiili ve hukuki imkansızlık olduğu görülmüş ve bu sebeplerle fezleke, yukarıda zikredilen suçlarıda kapsayacak şekilde düzenlenmiştir. DGM.C.Başsavcılığının görev alanına giren, TCK.’nun 313. maddesine münbais, cürüm işlemek maksadıyla teşekkül meydana getirmek suçu ile ilgili hazırlık tahkikatı yapılırken yukarıda zikredilen diğer suçlara ilişkin delillerde birlikte toplanmıştır. Bu kişiler bir ihbar üzerine üç polis memuru ile (A.Çarkın, E.Ersoy, O.Yorulmaz) birlikte Ö.L.Topal’ın cinayet zanlıları olarak gözaltına alınmışlardır. Sami Hoştan ve Ali Fevzi Bir isimli şahıslarda Ömer Lütfi Topal’ın İstanbul’daki bir kumarhanesinin ortaklarıdır.
Tüm soruşturmalara, açılan kamu davalarına, yakalanan şüpheliler ve ele geçen silah ve mühimmata rağmen ERGENEKON Terör Örgütünün Danıştay saldırısından sonra da suikast planları yaptığı ve hakkında kamu davası açılan sanıklar Mustafa Dönmez ve İbrahim Şahin'de ele geçen suikast planları dışında da yeni suikastler için de hazırlık yapıldığı görülmektedir. Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2009/1570 sayılı soruşturma dosyasında haklarında soruşturma yürütülen şüphelilerden elde edilen belgede yer alan " Levent Bektaş'ın ekiplerinin yerine yeni ekipler kurulsun Poyrazköy'de kalan malzemeler korunaklı bölgelere dağıtılsın " şeklindeki kayıtlardan, soruşturma birimlerine ulaşan ihbarlar , ihbarlar sonucunda ele geçen silah, mühimmat ve eylem planları ile ortaya çıkarılan , şüpheliler Levent BEKTAŞ, Ercan KİREÇTEPE, Eren GÜNAY, Erme ONAT, Mustafa Turhan ECEVİT, Ergin GELDİKAYA,Ferudun ARSLAN, Halil CURA,Ali TÜRKŞEN ve Sadettin DOĞAN 'dan oluşan bu yapılanmanın, hakkında kamu davası açılan Mustafa Levent GÖKTAŞ'm kontrolünde, bir kısmı emekli TSK mensubu subaylardan yasadışı amaçlara yönelik olarak Deniz Kuvvetleri bünyesinde oluşturulan bir ekip olduğu, şüpheli Erme ONAT' m Kafes Operasyonu Eylem Planı cnı gerçekleştirecek ekipte "V inci Hücre Lideri" olarak görev aldığı, Kafes Operasyonu Eylem Planını hazırlayan ve hayata geçirmek üzere görevlendirilen ekip içerisinde yer aldığı,şüphelinin yer aldığı TSK'nm kurallarına aykırı olarak askeri hiyerarşi dışında oluşan bu örgütlenmenin yasal bir örgütlenme olmadığı ve olamayacağı anlaşılmaktadır.
PKK'yla işbirliği yaptı; çünkü, Artış kod isimli Engin Kara da bunu söylüyor, aynı o dosyada söylüyor. Paşam, hayırdır dedim. "Vallahi, Mehmet Ali Bey, çok gizli bir rapor bize gelmiş." Nereden gelmiş Sayın Paşam? Aç generali. Millî Savunma Bakanlığı Müsteşarını aç, ara, söyle kendisine." Aradı, benim yanımdaydı. "Vallahi, paşam, olamaz. Nedir, neyin nesidir? "Bu firma sakıncalıdır" diyor. Yahu, kardeşim, onbir seneden beri ben çalışıyorum; sakıncalıyım ne; benim devlet yayınlarım var. Ben Diyarbakır'dan Ankara'ya sabahleyin geliyorum" dedi. Ve sabahleyin atladı geldi. Bakın, hayattadır Ünal Erkan, sorabilirsiniz. Geldi "Paşam, eğer Diyarbakır'da, o bölgede bu firma sakıncalıysa, ben kellemi veriyorum. Altındağ ailesi, Mehmet Ali Altındağ ve 4 tane kardeşi -benim 4 tane çocuğum var, benim her 4 çocuğumu da kardeşim yapıyorlar, kardeş yapıyorlar Bunlar PKK'yla mücadele verdiler; fakat, PKK onlardan birisini öldürdü." Aynı yazı, resmî yazı. "Birisini öldürdü, bunlar korktular, teslim oldular artık. Sayın Valim, siz 24 saat burada gazetemizi okuyorsunuz ve Diyarbakır'a ulusal basın gelmeyince bizim gazetemiz devlet yayını çıkmıştı. Geldim, Millî Savunma İnşaat Emlak Daire Başkanı Mustafa Erbay Paşa var, onun yanına çıktım. Bu yakıldı. Her nedense, 1994'te, 1994'ün temmuz ayında burada Millî Savunma Bakanlığında Hava Kuvvetlerinin bir ihalesi yapılıyordu ve o ihaleyi benim çocuğum alıyor burada; yani, yüzde 18 kırımla Emin Altındağ'da kalıyor; 1994'te. Bütün dosyalar, şartnameler, her şey haiz olmakla beraber. O bölgede devlete en yakın ve en sadık insan bu firmadır ve bu ailedir. Benim oğlum beni çağırdı, ben gittim. O kadar ki hain olduk; bir çırpıda hain olduk yani. Ondan sonra, sözleşme yapılırken derhal dosyayı noterden geri çektiriyorlar. Nasıl oldu da biz hain olduk? Nasıl, Diyarbakır'dan kimden gelmiş? SORU - PKK yapmadı; ama, PKK'nın kullandığı milisler yaptı diyorsunuz.
Tüm soruşturmalara, açılan kamu davalarına, yakalanan şüpheliler ve ele geçen silah ve mühimmata rağmen ERGENEKON Terör Örgütünün Danıştay saldırısından sonra da suikast planları yaptığı ve hakkında kamu davası açılan sanıklar Mustafa Dönmez ve İbrahim Şahin'de ele geçen suikast planları dışında da yeni suikastler için de hazırlık yapıldığı görülmektedir. Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2009/1570 sayılı soruşturma dosyasında haklarında soruşturma yürütülen şüphelilerden elde edilen belgede yer alan " Levent Bektaş'ın ekiplerinin yerine yeni ekipler kurulsun Poyrazköy'de kalan malzemeler korunaklı bölgelere dağıtılsın " şeklindeki kayıtlardan, soruşturma birimlerine ulaşan ihbarlar , ihbarlar sonucunda ele geçen silah, mühimmat ve eylem planları ile ortaya çıkarılan , şüpheliler Levent BEKTAŞ, Ercan KİREÇTEPE, Eren GÜNAY, Erme ONAT, Mustafa Turhan ECEVİT, Ergin GELDİKAYA,Ferudun ARSLAN, Halil CURA,Ali TÜRKŞEN ve Sadettin DOĞAN 'dan oluşan bu yapılanmanın, hakkında kamu davası açılan Mustafa Levent GÖKTAŞ'm kontrolünde, bir kısmı emekli TSK mensubu subaylardan yasadışı amaçlara yönelik olarak Deniz Kuvvetleri bünyesinde oluşturulan bir ekip olduğu, şüpheli Erme ONAT' m Kafes Operasyonu Eylem Planı cnı gerçekleştirecek ekipte "V inci Hücre Lideri" olarak görev aldığı, Kafes Operasyonu Eylem Planını hazırlayan ve hayata geçirmek üzere görevlendirilen ekip içerisinde yer aldığı,şüphelinin yer aldığı TSK'nm kurallarına aykırı olarak askeri hiyerarşi dışında oluşan bu örgütlenmenin yasal bir örgütlenme olmadığı ve olamayacağı anlaşılmaktadır.
PKK'yla işbirliği yaptı; çünkü, Artış kod isimli Engin Kara da bunu söylüyor, aynı o dosyada söylüyor. Paşam, hayırdır dedim. "Vallahi, Mehmet Ali Bey, çok gizli bir rapor bize gelmiş." Nereden gelmiş Sayın Paşam? Aç generali. Millî Savunma Bakanlığı Müsteşarını aç, ara, söyle kendisine." Aradı, benim yanımdaydı. "Vallahi, paşam, olamaz. Nedir, neyin nesidir? "Bu firma sakıncalıdır" diyor. Yahu, kardeşim, onbir seneden beri ben çalışıyorum; sakıncalıyım ne; benim devlet yayınlarım var. Ben Diyarbakır'dan Ankara'ya sabahleyin geliyorum" dedi. Ve sabahleyin atladı geldi. Bakın, hayattadır Ünal Erkan, sorabilirsiniz. Geldi "Paşam, eğer Diyarbakır'da, o bölgede bu firma sakıncalıysa, ben kellemi veriyorum. Altındağ ailesi, Mehmet Ali Altındağ ve 4 tane kardeşi -benim 4 tane çocuğum var, benim her 4 çocuğumu da kardeşim yapıyorlar, kardeş yapıyorlar Bunlar PKK'yla mücadele verdiler; fakat, PKK onlardan birisini öldürdü." Aynı yazı, resmî yazı. "Birisini öldürdü, bunlar korktular, teslim oldular artık. Sayın Valim, siz 24 saat burada gazetemizi okuyorsunuz ve Diyarbakır'a ulusal basın gelmeyince bizim gazetemiz devlet yayını çıkmıştı. Geldim, Millî Savunma İnşaat Emlak Daire Başkanı Mustafa Erbay Paşa var, onun yanına çıktım. Bu yakıldı. Her nedense, 1994'te, 1994'ün temmuz ayında burada Millî Savunma Bakanlığında Hava Kuvvetlerinin bir ihalesi yapılıyordu ve o ihaleyi benim çocuğum alıyor burada; yani, yüzde 18 kırımla Emin Altındağ'da kalıyor; 1994'te. Bütün dosyalar, şartnameler, her şey haiz olmakla beraber. O bölgede devlete en yakın ve en sadık insan bu firmadır ve bu ailedir. Benim oğlum beni çağırdı, ben gittim. O kadar ki hain olduk; bir çırpıda hain olduk yani. Ondan sonra, sözleşme yapılırken derhal dosyayı noterden geri çektiriyorlar. Nasıl oldu da biz hain olduk? Nasıl, Diyarbakır'dan kimden gelmiş? SORU - PKK yapmadı; ama, PKK'nın kullandığı milisler yaptı diyorsunuz.
댓글 달기 WYSIWYG 사용