" Adı geçen şahıs hakkında Asayiş Şubesi İnfaz Büro Amirliğinde Yakalama ve Gıyabi Tevkif müzekkeresi bulunmadığı, ilimizde bulunan İstanbul ve bağlı İlçe C.Başsavcılıkları ile bu konuda yapılan yazışmada, Şişli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 1993/10781 Hazırlık sayılı ile Gıyabi tevkif Müzekkeresi çıkartıldığı ve bu olay İstanbul 1.Ağır Ceza Mahkemesine intikal ederek 1996/155 esas sayısını aldığı, ancak Gıyabi Tevkif Müzekkeresi İstanbul C.Başsavcılığının 26.06.1996 gün ve 1996/155 sayılı yazısı ile düşümü yapılarak evrak İstanbul C.Başsavcılığına iade edildiği, ayrıca İstanbul C.Başsavcılığından alınan cevabi yazıda şahsın Çorlu 5. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 1986/10321, 1986/321 sayılı kararı ile Askeri Ceza Kanununun 66/1-A maddesine muhalefetten 5 ay hapis cezası bulunduğu, ancak evrakın 06.03.1991 tarih ve 1991/15-66 sayı ile infaz mahalline gönderildiği bildirilmiş, yine İstanbul C.Başsavcılığınca Hazırlık Bürosu bilgisayar kayıtlarında 1995/5780 Hz. 1996/28590 Hz. sayılı iki adet dosyası bulunduğu bildirilmiş olup, ilimizde bulunan diğer Adli merciilerce hakkında yakalama ve gıyabi tevkif müzekkeresinin bulunmadığı cevabi yazılarında bildirilmiştir." şeklinde cevap verildiği incelenmiştir.
Ben dedim ki: "Bak kardeşim, gerçekten sen bir figüran mısın, yoksa, hakikaten PKK'nın militanı mısın veyahut benimle alay mı ediyorsun?" Dedi: "Yok, ben PKK elemanıyım." Dedim: "Bak, beni iyi dinle. Kimseye ben şimdiye kadar para vermemişim ve vermem de. Ama, sen mademki beni aradın, bak, sana bunu söylüyorum. Buradan ta Bekaa Vadisine kadar ne kadar PKK'lı varsa, sizin baştaki Abdullah Öcalan'ınız dahil olmak üzere, hepsinizin -affedersiniz- hepinizin ananızı avradınızı böyfe, böyle, böyle yaparım; var mı ötesi?!." Aynı böyle küfür ettim. Baktım, "aha, bak komutanım, sen Mehmet Ali Altındağ'ı getirdin karşımıza, şimdi anamızı avradımızı şey etti" dedi. SORU - Orayı biraz daha açar mısınız. Yani, bunlar Hizbullah yaftasıyla ve bir de PKK yaftalarıyla benden para koparmak için ve hatta -demin sözlerimin başında söyledim feodal yapının gölgesinde başkasından para alıp çıkar sağlamak için üzerimize geldiler ve bu bir organizedir. CEVAP - Şimdi, ben dedim ya, orada bazı işadamları, iş çevreleri, bazı yalakalık yapan, kendine güvenmeyen insanlar, askeriyeye, jandarmaya, polise yanaşıyor, dostluk kuruyor ve hatta, kirvelik de kuruyor, aile dostu oluyor ve onlarla beraber -ağa tipi- dolaşıyor ki, yani, gözdağı, millete gözdağı vermek için. Here's more information regarding Diyarbakir Eskort have a look at the site. Şimdi, benim mücadelem buydu efendim.
28.8.1996 günü Emniyet Genel Müdürlüğünden gelen ekibe saat 23.00 da teslim edilmişlerdir. Adı geçen bu zanlılar öldürme olayının meydana geldiği tarihte, bulundukları yerleri mekan tanıkları ile delillendirme yoluna giderek ve kendilerinin de beyanları alındıktan sonra Cumhuriyet Başsavcılıklarına intikal ettirilmeden salıverilmişlerdir. 3 Polis Memuru ve 2 sivil şahsın dönemin İçişleri Bakanı Mehmet AĞAR’ın talimatı, Emniyet Genel Müdürü Alaattin YÜKSEL’in bilgisi dışında, Genel Müdür Yardımcısı Halil TUĞ’un Bakanın talimatını Özel Harekat Daire Başkanvekili İbrahim ŞAHİN’e iletmesi ve talimatın ayrıca Bakan tarafından İbrahim ŞAHİN’e de verilmesi üzerine İbrahim ŞAHİN ve beraberinde Özel Harekat Dairesinden 3 görevlinin İstanbul’a giderek Ankara’ya getirildiği, konu hakkında İstanbul Emniyet Müdürü Kemal YAZICIOĞLU ve Müdür Yardımcısı Bilgi ÜNAL’ın mutabakatının bulunduğu, Sayın Bakan ile Genel Müdür Yardımcısı Halil TUĞ’un 28.08.1996 günü İstanbul’da oldukları ve konu hakkında İstanbul Emniyet Müdürü Kemal YAZICIOĞLU ile görüşme yaptıkları anlaşılmıştır. Diğer taraftan, Ömer Lütfi TOPAL’ın öldürülmesi olayı ile ilgili olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğünde sorgulanan 3 özel harekat memurundan Oğuz YORULMAZ’ın, Özel Harekat Daire Başkanvekili İbrahim ŞAHİN’in İstanbul’da Asayiş Şube Müdür Yardımcısı olduğu dönemdeki koruması olması, daha sonra Hüseyin KOCADAĞ’ın koruması olması, bilahare yine Ankara’da İbrahim ŞAHİN’in koruması olması, daha sonra da Şanlıurfa Milletvekili E.Sedat Edip BUCAK’ın koruması olması, bu dönemlerde Ömer Lütfi TOPAL’ın ortağı oldukları söylenen Ali Fevzi BİR (Aliço) ile Sami HOŞTAN’ı (Arnavut Sami), Sedat Edip BUCAK ile İbrahim ŞAHİN’in yanına gidip gelirlerken tanıdığını açıkça beyan etmesi düşündürücüdür.
Ergenekon silahlı terör örgütünün ülkede darbe zemini oluşturmak için hemen her ortamda vatanın elden gittiği, ülkenin Kurtuluş Savaşı yıllarından daha kötü bir durumda olduğu ve bir an evvel kurtarılması gerektiği yönünde propaganda yaptığı bilinmektedir. Aynı belgenin FAYDALANILABİLECEK KİLİT HABERLEŞMECİLER başlığı altında, Türkiye'de yaşayan gayrimüslimlerin tehlike altında olduğu, AKP Hükümetinin söz konusu kişilere sahip çıkmadığı, dini ayrımcılık gözettikleri konusunda kamuoyunu yönlendirmek amacıyla kullanmayı planladığı kişi ve gruplar; a.Azınlık Dinlere Mensup Din Adamları, b.Muhalefet Parti Mensupları, c.Basın Yayın Organlarında görevli Yazar, Editör, Program Yapımcı ve sunucuları, ç.Sivil Toplum Örgütleri ve Sendikalar, d. Kafes Operasyonu Eylem Planı'nm ekinde bulunan Psikolojik Harekat Kampanya Kontrol Formu nda örgütün hedefini HEDEF başlıklı maddesinde Türkiye'de yaşayan gayrimüslimlerin can ve mal güvenliklerinin sorgulanarak, AKP Hükümeti üzerinde iç ve dış toplumun baskısını artırmak, kamuoyunu meşgul etmek ve Ergenekon davası başta olmak üzere gündemi değiştirmek olarak açıklamaktadır. Örgütün medya yapılanması içerisindeki mensupları gazete ve dergilerinde aynı yönde haberler yaparak ve yazılar yazarak propagandalarını sürdürmüşlerdir.
Ben dedim ki: "Bak kardeşim, gerçekten sen bir figüran mısın, yoksa, hakikaten PKK'nın militanı mısın veyahut benimle alay mı ediyorsun?" Dedi: "Yok, ben PKK elemanıyım." Dedim: "Bak, beni iyi dinle. Kimseye ben şimdiye kadar para vermemişim ve vermem de. Ama, sen mademki beni aradın, bak, sana bunu söylüyorum. Buradan ta Bekaa Vadisine kadar ne kadar PKK'lı varsa, sizin baştaki Abdullah Öcalan'ınız dahil olmak üzere, hepsinizin -affedersiniz- hepinizin ananızı avradınızı böyfe, böyle, böyle yaparım; var mı ötesi?!." Aynı böyle küfür ettim. Baktım, "aha, bak komutanım, sen Mehmet Ali Altındağ'ı getirdin karşımıza, şimdi anamızı avradımızı şey etti" dedi. SORU - Orayı biraz daha açar mısınız. Yani, bunlar Hizbullah yaftasıyla ve bir de PKK yaftalarıyla benden para koparmak için ve hatta -demin sözlerimin başında söyledim feodal yapının gölgesinde başkasından para alıp çıkar sağlamak için üzerimize geldiler ve bu bir organizedir. CEVAP - Şimdi, ben dedim ya, orada bazı işadamları, iş çevreleri, bazı yalakalık yapan, kendine güvenmeyen insanlar, askeriyeye, jandarmaya, polise yanaşıyor, dostluk kuruyor ve hatta, kirvelik de kuruyor, aile dostu oluyor ve onlarla beraber -ağa tipi- dolaşıyor ki, yani, gözdağı, millete gözdağı vermek için. Here's more information regarding Diyarbakir Eskort have a look at the site. Şimdi, benim mücadelem buydu efendim.
28.8.1996 günü Emniyet Genel Müdürlüğünden gelen ekibe saat 23.00 da teslim edilmişlerdir. Adı geçen bu zanlılar öldürme olayının meydana geldiği tarihte, bulundukları yerleri mekan tanıkları ile delillendirme yoluna giderek ve kendilerinin de beyanları alındıktan sonra Cumhuriyet Başsavcılıklarına intikal ettirilmeden salıverilmişlerdir. 3 Polis Memuru ve 2 sivil şahsın dönemin İçişleri Bakanı Mehmet AĞAR’ın talimatı, Emniyet Genel Müdürü Alaattin YÜKSEL’in bilgisi dışında, Genel Müdür Yardımcısı Halil TUĞ’un Bakanın talimatını Özel Harekat Daire Başkanvekili İbrahim ŞAHİN’e iletmesi ve talimatın ayrıca Bakan tarafından İbrahim ŞAHİN’e de verilmesi üzerine İbrahim ŞAHİN ve beraberinde Özel Harekat Dairesinden 3 görevlinin İstanbul’a giderek Ankara’ya getirildiği, konu hakkında İstanbul Emniyet Müdürü Kemal YAZICIOĞLU ve Müdür Yardımcısı Bilgi ÜNAL’ın mutabakatının bulunduğu, Sayın Bakan ile Genel Müdür Yardımcısı Halil TUĞ’un 28.08.1996 günü İstanbul’da oldukları ve konu hakkında İstanbul Emniyet Müdürü Kemal YAZICIOĞLU ile görüşme yaptıkları anlaşılmıştır. Diğer taraftan, Ömer Lütfi TOPAL’ın öldürülmesi olayı ile ilgili olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğünde sorgulanan 3 özel harekat memurundan Oğuz YORULMAZ’ın, Özel Harekat Daire Başkanvekili İbrahim ŞAHİN’in İstanbul’da Asayiş Şube Müdür Yardımcısı olduğu dönemdeki koruması olması, daha sonra Hüseyin KOCADAĞ’ın koruması olması, bilahare yine Ankara’da İbrahim ŞAHİN’in koruması olması, daha sonra da Şanlıurfa Milletvekili E.Sedat Edip BUCAK’ın koruması olması, bu dönemlerde Ömer Lütfi TOPAL’ın ortağı oldukları söylenen Ali Fevzi BİR (Aliço) ile Sami HOŞTAN’ı (Arnavut Sami), Sedat Edip BUCAK ile İbrahim ŞAHİN’in yanına gidip gelirlerken tanıdığını açıkça beyan etmesi düşündürücüdür.
Ergenekon silahlı terör örgütünün ülkede darbe zemini oluşturmak için hemen her ortamda vatanın elden gittiği, ülkenin Kurtuluş Savaşı yıllarından daha kötü bir durumda olduğu ve bir an evvel kurtarılması gerektiği yönünde propaganda yaptığı bilinmektedir. Aynı belgenin FAYDALANILABİLECEK KİLİT HABERLEŞMECİLER başlığı altında, Türkiye'de yaşayan gayrimüslimlerin tehlike altında olduğu, AKP Hükümetinin söz konusu kişilere sahip çıkmadığı, dini ayrımcılık gözettikleri konusunda kamuoyunu yönlendirmek amacıyla kullanmayı planladığı kişi ve gruplar; a.Azınlık Dinlere Mensup Din Adamları, b.Muhalefet Parti Mensupları, c.Basın Yayın Organlarında görevli Yazar, Editör, Program Yapımcı ve sunucuları, ç.Sivil Toplum Örgütleri ve Sendikalar, d. Kafes Operasyonu Eylem Planı'nm ekinde bulunan Psikolojik Harekat Kampanya Kontrol Formu nda örgütün hedefini HEDEF başlıklı maddesinde Türkiye'de yaşayan gayrimüslimlerin can ve mal güvenliklerinin sorgulanarak, AKP Hükümeti üzerinde iç ve dış toplumun baskısını artırmak, kamuoyunu meşgul etmek ve Ergenekon davası başta olmak üzere gündemi değiştirmek olarak açıklamaktadır. Örgütün medya yapılanması içerisindeki mensupları gazete ve dergilerinde aynı yönde haberler yaparak ve yazılar yazarak propagandalarını sürdürmüşlerdir.
댓글 달기 WYSIWYG 사용